KADINLAR KADINLAR İÇİN - UGANDA YOLCULUĞU 2

Posted on at

This post is also available in:

 Bu blog Elifnaz Koksal tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir, yazarı Lillian Rodriguez'dir.

Kadınlar için kadınlar konseptini günlük hayatında yaşatan Eryn Wright ile olan röportajımın ikinci kısmı da burada. Uganda'ya bir klinikte çalışmak için gittiği seyahat ve orada kazandığı tecrübeler hakkında röportaj yaptım. Bu, o röportajın biraz kısaltılmış ikinci kısmı. Bana en ilginç gelen kısım ise kadınları güçlendirme isteği ve çabalarına rağmen, Uganda'lı kadınlara olan görüşleri bulanıklaşmamış. Hatta, bu sadece onda kendinden farklı olan kadınları nasıl rencide etmeden ve haddini aşmadan güçlendirebileceği konusunda daha anlayışlı olmasını sağlamış.

Yukarıda gösterilen: Uganda'nın bayrağı. 

Eğer annelerin HIV ilacına ihtiyaçları olursa, herkese yetecek derecede ilaç var mıydı? Bu nasıl çalışıyor?

ERYN- Gerekli ilaca erişimden daha çok bu ilaçları alacaklar mı, o önemli. Her gün. Bir gün bile atlatamazsınız. Bazı insanlar ilacı almaları gereken yerden çok uzakta yaşıyorlar. Aynı zamanda, hastalık kapmak çok kolay. Sıtma her yerde, ve bunun için de bir ilaca ihtiyacınız var. Bence, eğitim çok önemli. Eğer bir gün atlarsanız, ya da birkaç gün, virüs o kadar akıllı ki ilaca bağışıklılık kazanabiliyor, ve bu da sizin başka bir tedavi planına uymanızı gerektiriyor.

Her yerde tabelalar olduğunu söylemiştiniz, ve blog'unuzda - "Sabah Seks Yapmayın" yazılı olan bir tane olduğunu bildirmiştiniz. Bu HIV ile ilgili miydi?

 ERYN- Hayır, hayır. Bize sabah yapılan seksin insanların verimli olacağı zamanı kısıtladığı söylenmişti. Buna göre, eğer gününüze böyle başlarsanız, başka verimli bir şey yapamazsınız deniyor.

Gözünüze batan en büyük kültürel fark neydi?

ERYN- En büyüğü, meraktan yoksunluktu. Kabul olmuş teorileri sorgulayın, size söylenenle sorgulamadan devam etmeyin. Biraz kendiniz için düşünmeye başlayın, ve kendi düşüncelerinizi oluşturun... Sağlık açısından gözüme en çok çarpan şey medikal şeyler oldu. Kendileri için olayları sorgulamamaları. Belli bir derecede de elleri bağlı. Biz burada (Kanada'da), çok şanslıyız, çoğu zaman istediğimizi söyleyebiliyoruz.

Kanada'nın Sağlık Hizmetleri duyduğum kadarıyla çok iyi. Amerika'da sizi kıskanıyoruz.

ERYN- İnanılmaz bir Sağlık Hizmetleri servisimiz var, gerçekten. Batı Ülkeleri ile Afrika'yı karşılaştırırken deşifre etmeye çalıştığımız bir başka şey de oydu.

 Duyduğum kadarıyla iyi bir aracısınız. İyi Sağlık Hizmetleri ve kadınları güçlendirme konularında bilgileriniz yüzünden.

ERYN- Sanırım, ben bir araştırmacıyım. Üniversitede insan kinetik bilimi dersi aldım, ve tezim medikal diyet ve hafıza üzerineydi. Tezde sorduğum soru ise insanın hafızası belli bir diyete uymasında ne kadar rol oynuyor? Manası aslında intoleransı olan insanlar için belli isimler uydurmamızın bir nedeni var. Bir sürü ülkelerde var, hatta bu isimleri zorunlu kıldılar, Kanada dışında. Projeye çok bağlanmıştım aslında, çünkü glutene intoleransım olduğunu öğrendim. Afrika'dan geri gelince, sıtma yüzünden bu daha da ciddi bir hal aldı. 

Yeşil anakonda (Eunectes murinus). Telif Hakkı © 2006 Steven G. Johnson ve Wikipedia'ya  GFDL ve CC-by-SA altında bağışta bulunulmuştur.

Sıtma mı oldunuz?

ERYN- Evet iki kere. Bana verilen sıtma karşıtı ilaçlar canlı rüyalara sebep oluyordu, halüsinasyona kadar devam etti. Sürekli ölümü gördüğünüz bir hastanede çalışınca rüyalarınızda daha fazla görmenize gerek yok. Bu yüzden birkaç kere almayı kestim. Korku içinde uyanıp, rüyamda olanın gerçek olduğuna inanırdım, o kadar gerçek gibiydi. Bir rüyamda kocaman bir anakondayı odamda gördüm, ve 10 dakika boyunca inandım. Anti sıtma ilaçları iyi fakat her zaman 100% değil. Oradaki herkes için çok olan birşey sıtma, ne zaman biri hasta olsa herkes sıtma zannediyor.

Uganda'dan edindiğiniz en güçlü şey nedir?

 ERYN- Tamam en güçlü şey ... nişanlımın dışında...

Gerçekten? Nişanlınız?

 ERYN- Evet. 25 Kasım'da evlendik. Onun dışında...

Bu baya büyükmüş.

ERYN- Evet, fakat bu bir ilişki/romantik bir olay. Kazandığım en güçlü şey, kendim hakkında çok şey öğrendim. Zannettiğimden çok şey kaldırabiliyormuşum onu gördüm. Sürekli kendimi test ediyordum, sınırlarım nerede çizili, ne kadar kaldırabilirim diye. Olaylar sırasında soğukkanlılığımı sürdürmeyi başardım. Çoğu insan "sadece kendini kapa, birşey hissetmezsin" der fakat kendinizi kapayamıyorsunuz. İnsanlarla çalışıyorsunuz, ve bu olaylar üzücü, ve bu konuda gerçekçi değilseniz, hastalar bunu anlıyor. Eğer kapalıysanız, açıkça empati kurmakla aynı şey değil. Kendine çok yüklenmeden söylemelisiniz ki bu insan şuan hayatının en zor anlarından birini yaşıyor.

Klinikte yaşanan bir olayı anlatayım, bir bebek nefes almada güçlük çekiyordu, ve eğer çalışan bir oksijen tüpüne sahip olsalardı bebek kurtulacaktı. Fakat, onunla oturdum, nefes almakta güçlük çekerken ve son nefesini verirken oradaydım... Ve anne yanıma geldi, ve sordu  "bebek iyileşecek mi?" Ve hemşire anneye ciddi bir şekilde "Bebek öldü." dedi. Anneden çıkan ses, o kalp kırılışı, ve ağlama, gerçekten içime oturdu...

Niye herkes başkaları için farklı olduğuna inanıyor ki, sadece Afrika!da yaşıyorlar diye? Çok oluyor diye? Bebeğe olan tüm sevgiyi ve umut ve rüyaları kaybediyorlar. Her hayatın önemini anlattı bana, dünyada her yerde. Bu uluslararası bir şey. O pozisyonda olmanın ne demek olduğunu bilmiyor olabilirsin, fakat bunu değiştirmek için ne yapman gerektiğini ancak hayal edebilirsin.

Uganda haritası  CIA Dünya Hakikatleri Kitabı'ndan

Dünya seyahatini insanlara önerir misiniz?

ERYN-  Bence mükemmel bir fikir bu, açık bir kafa ve açık bir kalple yaptığınız sürece. Aslına bakarsanız, gittiğiniz yere açık kafa ve kalple gitmdeiyseniz, bunun sizden çok orası için zararı vardır. Öncelikle, kimseyi rencide etmek istemezsiniz. İnsanlara parasal yardımda bulunmamaya çalışın, çünkü sizden sonra geleceklerin de bunu yapması beklenir. Bence orada olan organizasyonlara yardımda bulunmak daha iyi, sizin yokluğunuzda da orada olacak tipte şeylere; okullar, zaten fonsikyonu olan şeylere yardım edin. Orada yürüyebilecek şeylere. Eğer birine 5$ verirseniz, bu hoş bir şey ama, sürdürülebilir bir şey değil. Eğer verebileceğiniz tek şey zamanınız bile olsa, bunun hakkında kötü hissetmeyin. Eğer doğru nedenler yüzünden ordaysanız, bu sizin onlara verebileceğiniz en yardım edici şey. Birinizin sırtınızı sıvazlamasını beklemeyin, çünkü bu içten birşey değil.

Seyahat etmeyi herkese öneririm, sadece evde olanla aynı olanı beklememeyi öğrenin. Keyfini çıkarın, ve olduğu gibi kabul edin.

İlham için hangi üç kişiye bakarsınız?

ERYN- Dr. Jean Chamberlain - Kanadalı bir doktor - Uganda'da çok vakit geçiren biri. 

 Ginette Michel profesörlerimden biri ve hep yanımda olan ve bana cesaret veren mentörlerimden biri.

 Pamela DeBoer- üvey annem ve ailemde para toplama konusunda değişiklik yapma açısından ilk insan (hele benim ailemde) ve aktif bir şekilde fon sağlama işinde çalışan ve değişiklik yaratmak isteyen biri, bunun için ünlenmek için degil fakat bunu yapmak istediği için.

 

Röportajımın ilk kısmı için burayı tıklayın.

Blog'larımın devamını okumak için burayı tıklayın: Lillian Rodriguez 



About the author

ElifnazKoksal

Born in Istanbul, Turkey, Elifnaz is a student at the University of Southern California's Annenberg School for Communication & Journalism and School of Cinematic Arts.

Subscribe 0
160